İdeal evlilik veya beraberlik ve güven
Siyasetçiler, ünlüler ve sporcular, karıştıkları ihanet ve aldatma haberleriyle medyanın manşetlerinde yer almadıkları neredeyse bir gün geçmiyor. Ve bizler, gerek çevremizde duyduğumuz dedikodulardan dolayı, gerekse gazete veya tv kanalıyla her gün ister istemez haberdar olduğumuz bir takım skandallardan dolayı "Artık kimseye güven kalmadı" demekten alıkoyamıyoruz bazen kendimizi.
Ve bu, elimizde olmadan ilişkilerimizde de etkiliyor bizi, çünkü hepimiz biliyoruz ki evlilik veya ilişkide güven ve sevgi ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlıdır. Güvenin olmadığı yerde sevgi ya olamıyor, ya da her geçen gün azalıyor. Fakat güvenin tam olduğu ilişkilerde eşlerin birbirine hissettiği sevgi her geçen gün büyüyor.
Bir ilişkinin güven açısından sağlam bir zemine dayalı olduğunu anlayabildiğimiz 4 önemli gösterge vardır:
1. Eşlerin, zor günde de birbirine destek olacağına ve ilişkinin sarsılmayacağına dair güven ve inanç.
2. İlişkiye yapılan manevi yatırımın karşılığı fazlasıyla alınacağına ve ihanetin en ağır şekli olan sadakatsizlikle yüz yüze kalınmayacağına dair güven ve inanç.
3. İlişki içerisinde şüphe, tereddüt ve kuşku gibi hislerden uzak olabilmek.
4. İlişki içerisinde içsel ve zihinsel anlamda huzurlu ve rahat hissedebilmek.
Yeni biriyle tanıştığınızda içinizdeki duyguları dikkatli bir şekilde dinleyin ve hissettiğiniz güvenin ne kadar derin olduğunu anlamaya çalışın. Fakat herşeyden önce güven hissedebilmeniz için kendiniz de güven hissettirin. Çünkü güven, uzun vadeli, sevgi ve saygı dolu bir ilişkinin anahtarıdır. Unutmayın ki derin bir bağ, sadakat ve vefa bir ilişkide alabileceğimiz en büyük ödüldür.
Diğer Makaleler
İlişkinize daha fazla emek harcaması için…
Bazen ilişkinizde elinizden gelen her şeyi yaptığınızı, ancak karşılığında beklediğinizi almadığınızı hissederseniz ve sevgilinizin, size daha fazla ilgi göstermesini arzularsınız. Kadınların çoğu bu şekilde tepki verir. Fakat bunun karşılığında erkeklerin çoğu bu çabalara karşı koymaya çalışır. devamı
Sevilmeye değer olduğunuza inanın!
Hepimiz çocukluğumuzdan bu yana geliştirdiğimiz en temel inançlarımızı yansıtan ilişkiler çekiyoruz hayatımıza. Bu inançlar kendimizi nasıl gördüğümüzü, çevremizdeki ilişkileri ne şekilde algıladığımızı ve kendimizi sevilmeye değer bulup bulmadığımızı yansıtır. devamı
Aile içerisinde kaçıncı sırada doğduğumuz ilişkilerimizi ne şekilde etkilediği
Ortanca çocukların daha sorunlu oldukları doğru mudur? İlk çocukların daha fazla sorumluluk sahibi, ancak aynı zamanda daha sinirli oldukları? Veya ailede en küçük çocuğun her zaman ailenin bebeği olduğu? devamı